×
Şeyma TÜYSÜZ
 bilgi@sorged.org
 17.07.2018 17:28:52
  SORGUN GENÇLİK DERNEĞİ
 2883 kez okundu

Merhabalar, Ben Şeyma Tüysüz. 

İlk yazımda gönüllülük konusundaki ilk deneyimlerimi anlatmıştım,dil bilmek şart değil demiştim. Bunun arkasında Nisan ayında Portekizde gerçekleşen Erasmus+ KA1 Gençlik Çalışanlarının Hareketliliği programı kapsamında “Make Change Happen” adlı projeyle hala durabiliyorum.Takdir edersiniz ki gençlerin en büyük sıkıntısı bu konuda yabancı dil ve malesef yabancı dil eğitimi biraz verimsiz bir ülkeyiz.

İki arkadaşımla beraber katılım göstermiş olduğumuz bu projede diğer tüm dahil olduğum projeler gibi bizlere çok ayrı şeyler kazandırdı. Projelerde özellikle gençlik değişimi projelerinde yer alma amacınız ne olursa olun,konusu hakkında bi kazanım elde edin yada etmeyin Avrupa’da yayalara gösterilen saygı kıyasından çok daha fazla şey olacaktır size verecekleri :)

Birçok ülke sistemini tanırsınız; ve kendi ülkenize dair eksiklikler,olumlu durumlar daha net bir şekilde belirir, bir nevi ülkenizin SWOT analizini çıkarırsınız,duyarlılık kazandırır; belirlenmiş olan konular genelde toplum için önemli sorun ve değerler üzerine olduğu için bir çok önemli nokta hakkında fikir ve duyar sahibi olursunuz, özgüveninizi artırır; zira yurtdışında yada yurtdışından ülkenizde katılımlar olduğunda Türkiye’yi temsil etmek önemli bi sorumluluk, kısacası ufkunuz ileriye ve hep ileriye açılır...

Örnek vermem gerekirse konusu engelliler olan bu proje sayesinde ben ‘engelli’ diye adlandırdığımız bireylere dair aslında tek engelin bizim yargılarımız olduğunu anladım. Çünkü her biri bana bilmediğim birsürü şey öğretti; atık kağıtların geri dönüşümü,işleme,boyama,dans... ve daha bir çok şey. Hiç maruz kalmamış olduğumdan belki bi önyargıya sahip olduğumu ve onu yıkabilmeyi bir engellinin yemek yiyebilmesine yardım ederken öğrendim.

Ailelerinde engelli olanlarla empati yapabilmeyi, sevgiyle öğretilen her şeyin nasıl güzel ve hızlı karşılık bulabildiğini, ülkemizde engelliler için yapılan bildiğim en duyarlı çalışmanın üst geçitlerdeki asansörden (!) öte olmadığını...Bütün bunları öğrenirken yedi farklı ülkeden, dilden, dinden, kültürden muhteşem 24 insanla beraber deneyim kazandım. Kimimizin yabancı dili mükemmel kimininki kırık kiminin aksanı farklı kimi temel seviyedeydi. Ama anlamak ve anlatabilmek işitme engelli biriyle bile mümkünken bizim bu çeşitli İngilizcemizle neden olmasındı?

Ve Haris (Kıbrıs) “cacığı biliyoruz,baklavayı biliyoruz peki niye birbirimizi öldürüyoruz?” derken sorguladıklarım, Bulgar türkü Cem’in daha ilk tanışma seramonisinde kendini tanıtırken hissettiğim sıcaklık, son gün treni kaçırmak üzereyken Silvia ve Loredana’nın (Romanya ) vagondan bize çığlıklarıyla destek olmaları ... ve daha birçok güzel his ve anı benim için muazzam birer deneyimdi, değerliydi.

İlk yazımda SORGED, SORGED değildi. Küçük bir gruptu. Çok büyüdü, çok yere uzandı, çok güzel işler yaptı. Bunların hepsi gönüllü-lükle,gönüllülerle, tek gayesi Sorgun gençliğini ileriye taşımak için gönül vermişlerle oldu.

Bu muhteşem ailenin mensubu olduğum için hep gurur duydum.

İyi ki SORGED var!

 

Copyright 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Web tasarım Medyatör