The Wealth of Differences

En yakın arkadaşımın bir projeyle Portekiz’e gitmesi benim hayatımda nasıl köklü bir değişime sebep oldu? Bende ki bu değişimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Üniversitedeyken Erasmus projeleriyle çok bir bilgim yoktu. Çevremde Erasmus yapmış kişilerden Avrupa’daki deneyimlerini dinleyip onlara ne kadar çok şey kattıklarını duyuyordum hep, üstelik İngilizce bir bölüm okuduğum için konuşma becerilerimi geliştirebilmek ve yeni kültürlerle tanışmak için böyle bir projeye katılmayı çok istiyordum ama ne yazık ki okulumun Erasmus’a ayırdığı kontenjan çok az olduğu için benim böyle bir şansım ne yazık ki olmadı. Sonra en yakın arkadaşım bir proje kapsamında Portekiz’e gideceğini söyledi hem de hiçbir masraf ödemeden, açıkçası şaşırmıştım. Aynı zamanda onun adına inanılmaz sevinmiştim çünkü çok değerli bir deneyim kazanacağını biliyordum ki öyle oldu da... Döndüğünde benimle oradayken yaşadıklarını paylaştığında benim de böyle bir projeye katılmamın artık şart olduğunu düşündüm ve böylelikle SORGED’le tanışmış oldum.

İnternetten araştırdığımda Sorged’in, gençler arasında yardımlaşma ve dayanışma sağlayan ve sosyal, kültürel, eğitim, sağlık ve spor alanlarında çalışmalar yürüterek onlara girişimci ruhu kazandırmayı hedefleyen Yozgat, Sorgun merkezli bir Gençlik Derneği olduğunu öğrendim ve inanılmaz çalışmalara imza atmış olduklarını gördüm. Gençlerin hayatlarına dokunup onları daha iyi, daha kapsamlı bireylere dönüştürüyorlardı adeta. Ancak sadece Yozgat’lı gençlere hizmet ettiklerini düşünerek şansım olmadığını düşünmüştüm ama yine de dernek çalışmalarını internetten takip etmeye devam ettim.

Üniversite’den mezun olduğumda Erasmus+ projelerini daha çok araştırmaya başladım çünkü artık zamanım da vardı ve Sorged’in Facebook sayfasında paylaştığı projelere başvurdum. Sorged artık yalnızca Yozgat değil Türkiye’mizin dört bir yanından gençlerin hayatlarını değiştirmeye vesile oluyordu. Ne kadar şanslıyım ki başvurduğum projelerden birine seçilmiştim. O gün ne kadar çok sevindiğimi hala hatırlıyorum. ‘’TheWealth of Difference’’ adında Bulgaristan’da gerçekleşecek 10 günlük bir projeydi. 10 kişilik bir grup olarak gidecektik. Yapmamız gereken işlemleri SORGED'in yardımlarıyla kolayca tamamlamıştık ve vize işlemlerimi de büyük bir heyecanla hallettikten sonra yola çıkma günü gelmişti.

Bu proje bana hayatımda bir çok ilki yaşattı, ilk uzun tren yolculuğumdu, bir Avrupa ülkesine seyahat ediyordum ve yepyeni arkadaşlar edinmiştim ki bu daha başlangıçtı. Asıl hikaye Bulgaristan’da başladı…Vardığımızda bizi büyük bir samimiyetle koordinatörlerimizden biri karşıladı ve o gün başkent olan Sofya’yı gezme imkanı elde etmiştik, bize ne kadar yakın olsa da bu ülkenin farklılıklarını keşfediyorduk. Sonra İtalya, İspanya, Litvanya, Slovakya ve Fransa’dan katılan grupların da gelmesiyle otobüs ile kalacağımız yere yolculuk ettik. Burası küçük bir şehirdi ve doğayla iç içe, yeşiller içinde, yanı başında bir göl bulunan bir otelde kaldık. Tanışmanın ardından çalışmaların başlamasıyla proje artık tam anlamıyla başlamıştı ve 10 gün boyunca projenin içeriği olan ırk, din, milliyet, cinsiyet ve daha bir çok farklılığa karşı önyargı, ayrımcılık ve dışlamaya karşı ufuklarımızı açan bir çok faaliyette bulunduk. Her akşam farklı bir ülkenin kültünü tanıttığı bir etkinlik düzenleniyordu. Bizim gecemiz için her birimizin Türkiye’den getirdiği yiyecekler, hediyelik eşyalar ve hatta yöresel kıyafetlerle herkesin aklında kalan inanılmaz bir akşam düzenledik. Kültürümüzü en iyi şekilde tanıtabilmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Öyle ki dans koreografisi bile hazırlamıştık. Açıkçası Avrupalıların halaya bu kadar düşkün olduklarını bilmiyordum… Herkes inanılmaz eğlenmişti ve ertesi gün bizlere olumlu geribildirimde bulunduklarında ve Türkiye’yi ziyaret etmeyi istediklerini söylediklerinde çok mutlu oldum ve gurur duydum.

Yaptığımız çalışmalar ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden edindiğimiz arkadaşlarımız ve onlardan edindiğim bilgiler sayesinde bir çok önyargımı kırmış ve çoğu konuya yepyeni bir perspektiften bakmaya başlamıştım. O kadar çeşitli insanla tanışmıştım ki, kazandığım bilgileri bir kitaptan elde etmem yıllarımı alırdı ama bu proje bana 10 gün gibi bir sürede çok şey öğretmişti. Sadece, Afrika’dan İtalya’ya botlarla mülteci olarak gelen arkadaşımdan dinlediğim hayat hikayesi bile, iyi ki bu projeye katılmışım demem için yeterliydi.   Türkiye’ye döndüğümde artık farklı bir bireydim, öğrendiklerimi çevreme olabildiğince çok aktarmaya ve kişilere önyargı ve ayrımcılıktan uzak, saygı ve sevgi çerçevesinde bir yaşam tarzı benimsetmeye çalışıyorum. Gezdiğim yerler, gördüklerim, edindiğim arkadaşlıklar ile öğrendiğim yeni bilgiler ve kültürlerle bu proje benim hayatımda bir dönüm noktası oldu. Bu deneyimi yaşamama olanak sağlayan, unutulmaz anılar kazandıran, bu imkanları bana ve arkadaşlarıma sunan, en başından beri bizlere yardımcı olan ve tüm gençleri daha iyiye götürmeyi hedefleyen ‘’Sorgun Gençlik Derneğine’’ sonsuz teşekkür ederim.

İyi ki varlar.

Esma Eser ŞERİFOĞLU